Aile içi şiddetle ilgili KKTC’de ilk defa bir anket yapıldı. Anket sonucu her 3 kadından 1 tanesi ev içi fiziksel şiddete maruz kalıyor sonucu çıktı.
“Şiddete Karşı Diren Projesi” Koordinatörü Avukat Mine Atlı, proje kapsamında bir anket çalışması yaptıklarını, aile içi şiddetle ilgili KKTC’de ilk defa böyle bir anket yapıldığını söyledi. Atlı, bin kişilik örneklemeyle yapılan anket sonucunda her 3 kadından 1 tanesinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığının ortaya çıktığını ifade etti
Atlı, “Ankette dikkat çeken bir diğer soru da ‘şiddet türlerinden herhangi bir tanesi tokat, tekme atma vs. gibi olayları siz kendiniz yaşamasınız da yaşadığını duyduğunuz, bildiğiniz bir tanıdığınız var mı?’ oldu. Bunun cevabı da 99.5 oranında ‘Evet’ çıktı” dedi
Şiddet gören kadınların en az güvendiği kurumlar arasında olan polisin de kadına karşı şiddet noktasında daha farkındalıklı hale gelmesinin kaçınılmaz olduğuna da değinen Atlı, “Kadınların korunmak için başvururken güven eksikliği yaşadıkları kurumlar arasında yer alıyor polis. Ev içi şiddet yaşayan bir kadın bugün adli yardım alamıyor” şeklinde konuştu
Kadınların şiddet gördüğünü çoğu zaman açıklamaktan çekindiğini söyleyen Atlı, “Maalesef sadece bizim ülkemizde değil dünyanın her yerinde, mağdurların şiddet gördüklerini ifade ettiklerinde onları yargılayan bir olgunun varlığı çok yanlış” ifadelerini kullandı
Özlem ÇİMENDAL
KKTC’de kadına karşı şiddet ve cinayetleri hakkında Yeni Bakış’a açıklamalarda bulunan ve “Şiddete Karşı Diren Projesi”nin koordinatörlüğünü de yapan Avukat Mine Atlı, 20 yıldır evi içi şiddet konusunda mücadele verdiklerini kaydetti.
3 kadından 1’i, ev içi şiddet görüyor
AB destekli program olan Şiddete Karşı Diren projesi kapsamında bir anket çalışması yaptıklarını söyleyen Atlı, “Aile içi şiddetle ilgili KKTC’de ilk defa böyle bir anket yapıldı. Bin kişilik örneklemle yapıldı bu anket. Anket sonucu her 3 kadından 1 tanesi ev içi fiziksel şiddete maruz kalıyor. Ankette dikkat çeken bir diğer soru da ‘şiddet türlerinden herhangi bir tanesi tokat, tekme atma vs. gibi olayları siz kendiniz yaşamasınız da yaşadığını duyduğunuz, bildiğiniz bir tanıdığınız var mı?’ oldu. Bunun cevabı da 99.5 oranında ‘Evet’ çıktı. Bu anketle birlikte ilk defa ciddi güvenilirliği olan bir veri elde ettik. Biz bu verileri savunduklarımızı bilimsel anlamda teyit etmek adına aldık. Yoksa biz 20 yıldır ev içi şiddetin var olduğunu söylüyor ve mücadele için yapılması gerekenler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
“Tek taraflı koruma emri almak kolaylaştı”
KKTC’de her 3 kadından 1’inin yaşadığı şiddet sorunun var olduğunu ancak, bu soruna yönelik ne şekilde yasalar ve politikalar olduğuna bakıldığında ise hiçbir şeyin olmadığının görüldüğünün altını çizen Atlı, “Koruma emri tedbirleri 2015 yılında değiştirildi ve artık tek taraflı koruma emri almak kolaylaştı. Bu iyi bir gelişme ancak yeterli değil. Eskiden bir polis memurunun 1 günlük maaşını biz yatırmak zorundaydık ve mahkemeye çağırmak zorundaydık şehadet için” ifadelerini kullandı.
Şiddet gören kadınların en az güvendiği kurum; polis
Şiddet gören kadınların en az güvendiği kurumlar arasında olan polisin de kadına karşı şiddet noktasında daha farkındalıklı hale gelmesinin kaçınılmaz olduğuna da değinen Atlı, “Kadınların korunmak için başvururken güven eksikliği yaşadıkları kurumlar arasında yer alıyor polis. Ev içi şiddet yaşayan bir kadın bugün adli yardım alamıyor. Gelişmiş ülkelerde bir kadının mahkemeye başvurması hiçbir nedenle engellenemez aksine destek çıkılır. Eğer kadının cebinde parası yoksa ona avukat sağlanır ve mahkemeye başvurarak, hakkını aramasına yardımcı olunur. Bizde durum maalesef böyle değil” ifadelerini kullandı.
“100 kadına adli yardım veriyoruz”
KAYAD olarak 15 kadına adli yardım verme girişiminde bulunduklarını da ifade eden Atlı, “Avukat Sevilay Yıldırımer’i istihdam ettik proje kapsamında. 15 kadın için başlattığımız bu destek 100 kadına ulaştı. Çünkü bizi o kadar çok sarsan olaylarla karşılaştık ki kayıtsız kalamadık” dedi.
Ev İçi Şiddet Yasası çalışmaları sürüyor
Ev İçi Şiddet Yasası hazırlığı içerisinde olduklarından da bahseden Atlı, çözüm ortakları ile yasanın hayat bulması için çalışmalarının da son sürat devam ettiğini kaydetti. Atlı, “Kurumlar arası ortak veri tabanları oluşturulması, polisin adli yardım noktasında adım atması gereken noktalar var. Şiddete uğrayan bir kadın bugün bir polise gittiğinde kendisine dava açılma tehlikesi ile karşı karşıya da geliyor” dedi.
Yasa şiddet görüp saklayanları da ortaya çıkaracak
Birçok kadının şiddet gördüğü için hastaneye gitmediğini, başka şikayetleri bahane ettiğini de ifade eden Atlı, bu yasa ile birlikte, bu tarz şiddet olaylarının kurumlar tarafından tespitinin yapılabileceği ve bu mekanizmanın kadınlara yardımcı olmak adına kendiliğinden devreye gireceğini söyledi. Atlı, “Oradaki sağlık görevlisinin şiddet şüphesi duyduğunda Ev İçi Şiddet yasası kapsamında gerekli adımları atabilecek” şeklinde konuştu.
“Çoğu zaman şiddet gördüklerini saklıyorlar”
Kadınların şiddet gördüğünü çoğu zaman açıklamaktan çekindiğini söyleyen Atlı, “Maalesef sadece bizim ülkemizde değil dünyanın her yerinde, mağdurların şiddet gördüklerini ifade ettiklerinde onları yargılayan bir olgunun varlığı çok yanlış. Ev içi şiddetin kaynağında toplumsal cinsiyet eşitsizliği var. Ataerkil toplum destekliyor ev içi şiddeti” ifadelerini kullandı.
“1 yılda 3 kadını yitirdik”
Bir yıl içerisinde ‘kocandır yapar’, ‘aile içine karışmayalım’, ‘düzelirler’ gibi söylem ve düşünce tarzı nedeniyle 3 kadının yitirildiğine de dikkat çeken Atlı, “Fiziksel şiddetin öncesinde hem sözel hem de psikolojik baskı altındaydı bu kadınlar. Son yaşanan Akile olayında komşular, kadının sürekli çırpındığından bahsediyordu. O an kapı çalınsaydı ve müdahale edilseydi belki bu noktaya gelinmeyecekti” ifadelerini kullandı.
“Polise büyük görev düşüyor”
Yine ciddi bir vaka ile yaşadıkları bir olayı aktaran Atlı, “Ciddi bir şiddet vakası ile karşı karşıya kaldık. Şiddetin boyutu burun kırmaya kadar varmıştı, ancak kadın adli yardım alma noktasında tereddütlüydü. Bunun nedeni de polisin ertesi gün bu olayın basına yansıtılacağını söylemiş olmasıydı. Böyle bir durumda kimse adının gazetelere çıkmasını istemez ve şikâyetçi de olmaz. Polisimize de burada çok büyük görevler düşmektedir. Şiddet mağdurlarının farkındalıklarına vararak, hassas davranmaları gereken noktaları iyi belirlemelidirler. Basına da bu noktada önemli görevler düşmekte. Basın da bu olaylarda adı geçenleri deşifre ederek, kamuoyunda ön plana çıkararak yangına körükle gitmemelidir. Kadına karşı şiddette her kesimin farkındalığı önemli” dedi.
Haber Linki: KADINA ŞİDDET VAR
16/06/19